Mehmet Âkif Ersoy Anma Günleri Geride Kaldı
27 Aralık 1936'da aramızdan ayrılan İstiklal Marşı'mızın şairi Mehmet Âkif Ersoy'un ölümünün 78. yılı. Şair bir defa daha anıldı 27 Aralık'ta. Sonra mı? Sonra yılbaşı eğlencelerine odaklandı medyamız ve onun etkisinde kaldı toplumumuz. Yani Mehmet Âkif, yerli malı haftası, çevrecilik haftası gibi gündeme gelip gitti. Muhtemelen bir dahaki 27 Aralık'a kadar gündeme getirilmeyecek. Aynı durum Mevlana için de geçerlidir. Şeb-i Arus kutlamaları ile gündeme geldi, yayıncılar bu haftaya özel Mevlana kitapları yayınladı, kitapçı raflarına Mevlana ile ilgili kitaplar dizildi. Hemen ardından aynı raflar bu defa Mehmet Âkif'i ağırladı. Yayınevleri Mehmet Akif'le ilgili yeni kitaplar yayımladı. Çanakkale Savaşı ve Çanakkale Şehitleri ile ilgili durum da bundan farklı değil.
Medya tarafından yerli malı haftasına döndürülen bu anma günlerine yayıncıların düşmesi ise işin asıl acı tarafı. Ticari açlığını topluma yansıtan yayıncıların ve kültürel kurumların bu akıntıya kürek çekmesiyle Mehmet Âkif, Mevlâna, Necip Fazıl gibi şairlerle ilgili anma programları birkaç güne sıkışmış, sıkıştırılmış durumda. Aynı şeyler okullar için de geçerli. Bu şairlerimiz sadece bu haftalarda gündeme getiriliyor ve sonra rafa kaldırılıyor. Oysa bu sanatçılarımız sadece ölüm veya doğum yıldönümlerinde değil, her zaman gündemimizde olmalı. Mevlana'yı, Mehmet Âkif'i birkaç günde anlamak, onların eserlerinden sadece birkaç günde yararlanmak mümkün değil.